Ocak 2020

İstemese de, ‘yapmalısınız’ dediler, Alışmıştı bi kere, ‘Soyduysa beni soydu, hizmet ediyor’ diyen halk, dinledi. Önce kör parmağım gözüne der gibi, Dört yaptı, Baktım, İki eli havada… Yanında Bilal oğlan vardı, Hani şu meşhur paraları sıfırla talimatı alan evlat, Millet, bu mesajı iyi almış olacak ki! Muhalefeti sıfırladı. Ya canım Anadolu’m; Orta saha turuncu olmuş, Millet halinden memnun, İsterseniz balkondan…

(Bu hikayeden ne anlam çıkartırsanız, çıkarın!) Stalin en şedit cinayetlerini planladığı çalışma odasına yakın dostlarını toplamış sohbet ediyordu. Votka şişelerinin biri gidip, diğeri geliyordu.  Kafalar iyice dumanlanmıştı. Stalin kan çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk yarışına girmiş adamlarına çevirerek sordu:  – Saçını ihtilal de, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside ağartmış dostlarım… Söyleyin bakalım halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi…

Twıtter’ın kökü kazındı, TİB son bir hamleyle atıldı, You Toube sizlere ömür, Şimdi biz ne yazalım? Özgür değilsek, yazmanın ne anlamı var! Onun için biz de bugün, KAPALIYIZ…

Kaset, ses, internet. Ortalıkta uçuşuyor. Sıktı artık, kimse kimseyi dinlemiyor. Seçim başka bir mecraya kayıyor. Mücadelenin mecrası değişti. Kalite düştü, seviye düştü. Olmaması gerekenler gündemde. Nedir diye düşünüyorum. Önünde sandık, Zarf, kağıt, mühür. Ve tercih.. Demokrasi.. Öteki nedir? Bize örnek olacakların ağzında hoş olmayan sözcükler, Aslında neden? Bir sinir, bir stres. Neredeyse insanlar birbirlerini gırtlağına basıyor. İşte bu olmaz. Şu…

2009 yılından bu tarafa 5 yıl geçti. Yine erken genel seçim geldi. Onlarca parti seçim çalışmalarının sonuna geldi, Sonuç olarak biri aday gösterildiği yerde ipi göğüsleyecek. HİÇ BU KADAR SERT GEEN SEÇİM SÜRECİ OLMAMIŞTI Yakın zamana baktığımızda özellikle 12 Eylül sonrası yapılan yerel ve genel seçimlerden söz ediyorum, Türkiye’nin bu kadar gerildiği bir yerel seçim görmedim. Dikkatli olmalıyız. Sözün özü…

Ne biçim oldu be! bu ülke, Yandaşlar, savaş tamtamları çalıyor. Sıkıysa Kuzey Irak’a dayan. Olur mu? Poşusuyla şov yapıyor Diyarbakır’da.. Siyasetin kirli yüzü meydanlarda, Hakaretler, saygısızca sözcükler, ağıza alınmayacak hitaplar, Beyaz ekranlara çıkan koca bakan nasıl da eleştiriyor gazete yazarını, Verdiği örneğe bakın. Yazmaktan utanıyorum… Tv yazıyor adını, Bakan.. Canımız acıyor.. Düşler ülkesinde mi yaşıyoruz,  Dışarısı karanlık, Suriye’de ölen çocuklar…