Ocak 2020

Bir sabah kapının zilini hızlı hızlı çaldılar, Meşhur; ‘Gelen sütçü değildi’ sözü Türkiye’nin sırtına kazınmıştı adeta.. Alkışlar arasında, Türk Bayrakları arasında Aydınlar, Gazeteciler, Atatürkçüler, Sosyalistler, Milliyetçiler,  Vatanseverler, götürülüyordu.. Yetmedi onuruna yediremedi dayadı şakağına silahını,, Gururu öne geçti. Sonra önceden şartlanmış hukuk kayıtsız şartsız açıkladı; ‘Suçlusunuz!’ Herkes n’oluyor diye baka kaldı etrafına, Ağlayan çocukları, eşleri, anaları bacıları gördük, Vurulan insanları, gözü…

Her pembe tablo çizildiğinde biliniz ki, hesap size ödettirilecektir. Her şey iyi gidiyor dediklerinde, Dönüp bakacaksınız ki faiz fırlamış.. Sonra birazcık nefes almaya çalıştığınız an, Kur’u yakalamaya çalışacak şeker, çay, pirinç, sigara.. Patates… Gelecek açıklamayı bekleyeceksiniz.. Size gelişen Türk ekonomisinin çay simit hesabı renkli tablolarda yansıtılırken, Yüksek villaların önünden geçen yolları göreceksiniz içinizi çeke çeke.. Emperyalizmin babaları başlayacak martavala, Güçlü,…

Bazen gökyüzüne doğru kaldırıyorum başımı.. Masmavi gökyüzü, Bazen kırıldığını görüyorum, Bazen gözyaşı döküyor..Aydınlık geleceği kirletiyor insan. Dünyanın hangi köşesinde durursanız durun, Kan, gözyaşı, nefret, Sokakta üşümüş çocukları görürsünüz ağlarken.. Sözde barış elçilerinin nasıl sırıttığını görürüsünüz, Dünya onlara kaldı çünkü.. Mutlu bir dünya dilemek istiyorum, Ama nasıl, Nasıl başaracağız saygıyı, sevgiyi, Özgürlüğü nasıl yaşayacağız, Sınır neresi? Ölümlerin, öldürmek için tetiği çekenlerin…

Dün gibi hatırlıyorum.. Açıklayayım.. O dönem Recep Tayyip Erdoğan ismi ortalığı yakıp yıkıyor. Tıpkı şuan Sarıgül rüzgarı gibi.. Sayın Başbakan Okuduğu bir şiir yüzünden hapis yattı.. Tabi bir Ergenekon Balyoz suçlularının uğradığı haksızlıklar gibi değildi. Ama sayın Başbakan her şeyi olduğu gibi bu durumu da iyi kullanmıştı. Neyse devam edelim. Dönemin meşhur Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Erdoğan’ı hapse atmak için…

Nasıl da yaklaştın arkadan, O heybetli koşunu bi de Habur’da yapabilseydin keşke.. Oslo’da yırtabilseydin o hızla kâğıtları, Sınır kapısına dayanan TIR’ların peşinden koşabilseydin… Hayran kaldık be Oktay! 40 bin insanın körü körüne gitti İmralı’da yatan hainin yüzünden, Nasıl da çaktın yumruğu, Bırakmaz sandık seni, Vekil sandık be Saral! Şimdi mecliste yaşattığın o dünkü rezaletten sonra, Aferin aldın mı? Ey vekil,…

Bülent Ersoy’un neden Show Tv’den kovulduğunu mu? Bade İşçil’in hamilelik haberini mi? Oyuncu Nejat İşler’in ağır hastalığını mı? Beren Saat’in derin yırtmacını mı? Hülya Avşar’ın evlilik hakkındaki yorumunu mu? Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı mı? Aziz Yıldırım Fransa’dan döner mi, dönmüş mü? Neleri konuşalım bu memlekette, Esra Eol’la İzdivaç’ı ekleyelim yanımıza. Yasaklandı nasıl olsa her şey! İktidar kendinden habersiz kuş uçurtulmasın istiyor.…