Ocak 2020

Önce dediler ki: ‘İlk üç maddeye dokunmayacağız’ Ne ki ben, ‘dokunulur’ dediğim de dostlarım; ‘gene muhalefet damarın tuttu’ demişlerdi. Tıpkı Sayın Başbakanın, ‘Başkanlık özleminin’ olmadığını söylediği günlerde. TBMM’nin bir türlü sözünün geçmediği ve yeni anayasanın hazırlanmasında en hızlı savunucularından Çiçek Cemil ise bu yönde daha önce gelen haberlerin artması üzerine bir iki mırın kırın etti ama, Ben dahil hiç kimse…

Onlarca telefon alıyorum, Dert aynı, Türkiye’nin bir dönüşümden geçirildiğini ifade edenler tavan yapıyor. Ama arkalarında şakşakçı bir kesim olmadığı için sesleri çıkmıyor, Tehditvari sesler diziliyor milyonların üstüne, Bugün gökyüzü her geçen günden daha karanlık… Biraz düşünmeli diye durdum öylece, Hani nerede sessiz çoğunluk, Nedir bu yılgınlık,, Elden tutan sizsiniz, Çuvala doldurur gibi rey veren de siz, Öyleyse bu korku nedir?…

Durun! Nereye gidiyorsunuz? Sizler, ne için oradasınız? Akil dediğin zaman, bir yerde kavga olur, eşitsizlik olur, can yanar da çıkarsınız bir kenardan…! Öyle bir yarattılar ki Türkiye’nin görüntüsünü, Her gün savaş, her gün karışıklık her gün bir patırtı var sanki, Akil adamlar yedi iklim yedi bölge Türkiye’yi gezecekler, İktidar bundan daha iyi bir propaganda malzemesi bulamazdı, Öyle ki, İktidarı kızdırmayacaklar,…

Bir gün Atatürk çıkagelse, ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ sözünün nerelere doğru gittiğini görebilse, Acaba tepkisi ne olurdu? Özgürlük ve karakter, Hele şu günlerde kestane dikeni gibi tüm uzuvlara batan ve acı veren sinyaller veriyor. İçimiz acıyor, Sanki bir planın parçası yavaş yavaş, ilmik ilmik işleniyor. Gazeteler, televizyonlar ya da aklı başında herkes görüyor, bakıyor ama bir tepki yok, Sinmiş…

Cuma günü sayın Başbakanı Tv’den dinleyince, Kendi kendime söylendim: ‘Yazık, bu ülkeye gerçekten yazık oluyor!’ Bir eşkıya nasıl oluyor da; sayın Başbakanın diline bu kadar pelesenk olabiliyor… Tanı ve teşhis gösteriyor ki benim inancım, sayın başbakanın o gönlünde yatan aslanın tarifiyle ve ilgisiyle eşleşiyor bu ilgi Kendileri de itiraf etmiyor mu ki, ‘2023’de başbakan olursam eyalet sistemini tartışırım’ Eskiden, ‘hadi…

Ne diyorlar: ‘Bizzzzzzzzzzz!’ devleti kuran partiyiz!’ Eyvallah. Daha daha, Atatürk’ün partisiyiz,  Sosu, kreması nedir bunun öyleyse, CHP, Kurtuluş Savaşı meydanlarında kuruldu… Sonra, 74’te Kıbrıs’ın hatırına bir yüzde kırk iki oy aldı, 12 Eylül’de kapısına kilit vuruldu. Rahmetli İnönü’nün oğlu rahmetli Erdal bey, SHP’yi kurunca, Başta rahmetli Ecevit olmak üzere çoğu sol ağır toplar kızdı: ‘Sağ taraf eskilere ne yapalım diye…