Ali, Veli, Mustafa, Ahmet
Adam yıllar önce taşı toprağı altın diye geldi İstanbul’a.
O zamanlar AVM dediği teee! niresiydi.
Çevirdi taşı toprağı bir çırpıda.
Nasıl olsa bişiyyy olmaz zihniyeti, daha sonra şehircilik, yerleşke, barınma belasıyla şimdi kaşınan İstanbul’un bu hale geleceğini anlayamadı.
Gittikçe büyüdü,
Gecekondu, gündüz kondu, akşam yaptı her neyse,
Köprünün altından çok ama çok sular aktı.
Bi baktık ki;
Dedesinden, torununa
Kocasından kızına, karısına kadar İstanbul’da konut yer bulma sorun oldu
Yapılar büyüdükçe altında kalan yapılan çarpık yapılar sırıttı.
İmar planı, çevre düzeni, yeşil alan, site, sana ne bana ne derken;
İşin rengi şırraaak! Kentsel Dönüşüm’e geldi
Şimdi eskiden insan bulamıyorduk İstanbul’da,
İstanbul’a şimdi insan kovmak için sinirler gerilmiş durumda.
Hani şu haddimiz olmayarak sık sık dil uzattığımız Avrupa var ya
Metrosunu, banliyösünü, evini, barkını, yerini, yurdunu yaparken..
Sen ne yaptın?
Yassah hemşerim!
Zihniyet bu!
Sonra gel bana kentsel dönüşüm diye ayar ver..
Yersen tabi ki,
Sözde yaşanabilir şehirmiş miş!
Demiyor ki birilerinin cebi dolacak
Çek elini cebimden ey rant dünyası!
Yorum Yapın