Yazacağımız o kadar çok konu varki;
Yetişemiyoruz.
Gündem turnusol kağıdı gibi
Ben içlerinden en iyilerini seçerek alıyorum, yorumluyorum.
Örneğin günün espri konusunu Zabıtanın vekil dövme taktiği üzerine kurdum.
Zabıtanın simitçinin, isportacının, tezgahtarın, kavuncunun, karpuzcunun peşinden koşanını tanıyoruzda, sıra vekili nasıl dövdüğüne gelince çözemiyoruz.
Sağ yumruk, bir cop,
Bir cop, iki tekme,
Gözlük kırma, kafaya sert bir cisimle vurma.
Yeni teknikler arasında.
Hele milletvekili muhalif ise içeriden sesler daha bir yüksek geliyor
‘ – Acımayın, vurun!’
İstanbul Büyükşehir belediyesi önünde kentsel dönüşümü protesto eden gruba (Halkevleri üyeleri) zabıta ve polis aynı anda daldı.
Aralarında bulunan CHP milletvekili Mahmut Tanal’ın kafası yarıldı.
Doğrusu çevresel dönüşüm bir anda dövüşşel dönüşüme dönüştü.
Bu ülkede hak hukuk yada ne bileyim bireyin kendini yasaların el verdiği çerçeve içerisinde ifade etmesi ayrıcalığı hani daha da demokratikleştiğimizi iddia ettğimiz bir dönemde adeta cıvıklaştırılıyor.
Haklı yada haksız, iyi ya da kötü, sevilir ya da sevilmez yasalar çerçevesinde bir duruş, görüşünü söylemiş ne var bunda.
Siz bugün copu, yarın biber gazını öbür gün silahımı dayayacaksınız…
İstanbul’un sorunlarını anlatmak adına hele şu Köprü trağini rezilliğini anlatmak adına kelimeleri sıralasak;
Yetkililer aynı koro elemanları gibi kükrüyorlar
‘Yapmasaydık daha kötü olurdu’
Eh, vekilde çevresel dönüşümü ranta çevirmeyin diye kükrediği bir anda,
‘Yassah gardaşım’ nidaları ortalıkta dolaşıyor, zabıta copunu, yumruğunu çekiyor.
Demokrasi ve özgürlük işte.
Birde metrobüs durağının içerisnde iki metrelik çukura güpegündüz düşen halk var ki, zabıtanın copuna kurban olalım mı diyesim geliyor içimden,
Çünkü vekilin kafası patladı, ucuz kurtuldu, vatandaşın ise sabrı ha patladı ha patlayacak.
Yorum Yapın