Başbakan Erdoğan bir özel Tv kanalına konuştu.
Etrafındaki gazeteciler de özeldi.
Sorular sansürsüz denilse de cımbızla çekildiği belliydi.
Zaten bugüne kadar hele 24 Temmuz (sansürsüz) Basın Bayramını kutladığımız şu günlerde kim yürekten korkmadan soru soramazdı ki!
Konu Suriye idi.
Esad yönetimine her zaman ki gibi sert eleştiriler yönelten sayın Başbakan bir ara Suriye’den gelen saldırı olursa gireriz deyiverdi.
Ben vallahi şaşırdım.
Burnumuzun dibinde düşen uçağımızın hesabını, enkazını henüz kaldıramamışken biz; Suriye’ye girmekten söz etti Başbakan
Hayırdır inşallah!
Gözü yaşlı, hoca efendinin övgüsüne mazhar olmuş Genelkurmay Başkanımız Org. Özel paşa acaba bu konuda ne düşünüyor?
Hele Kandil’e gireriz dediği günlerde sıraladığı üç maddeyi unutmayınız sakın..
Ben doğrusu kendilerinden Suriye’ye de bu koşullarda nasıl gireceğimizin açıklamasını bekliyorum.
– Çok kayıp mı veririz!
– Ya da böyyük müttefik ABD’nin izni gerekiyor mu?
Malum.
Sayın Başbakana bu bilgiler daha önceden gitmiş olacak ki;
Rahatlıkla; ‘Gireriz’ dedi.
Ben de soruyorum o zaman nasıl?
Kandil için o kadar çok senaryo çizilirken, terörist gruplar Suriye’nin kuzeyinde yuvalanırken, 1023 km’lik oluşan sınır boyu terör belasını nasıl defedeceğiz diye düşünürken,
Biz Suriye’ye nasıl gireceğiz Allah aşkına?
Duyar gibiyim vallahi!
-‘ABD haydi derse değil mi?’
Yorum Yapın