Keşke…

31 Mayıs’ta dozerin kepçesi Taksim’in böğrüne ilk hamleyi sapladığında ne bilelim biz Türkiye’nin böyle fellik fellik bölüneceğini…
Bugün ikinci haftasına giriyor olayalr neredeyse.

İktİdarın AVM, aşkı, çarşı pazarı yok eden rant mücadelesi Taksim’i de gerdi.
Verirsin, vermezsin,
Yaparım, yapamazsın.
Atarım, atamazsın kavgasında kilitlendi her şey.
Sayın Erdoğan’ın Afrika gezisi bile bu tartışmaları soğutmamıştı bile.
Kahraman Türk Polisinin! Mütevazi müdahalesi (bakıyorum sosyal medyada toz kondurulmuyor)
Olayların tuzu biberi oldu,
Ne ki yurdun yarıdan fazlasını saran isyan ateşi sadece sayın Erdoğan’ın öfkesini dindirmeye yetmedi.
Cumhurbaşkanı uyardı önce,
Arınç devreye girdi,
Taaaa!  Pensilvanya’dan bile muştuladılar,
‘Sakin ol’ diye,
I-ıh sayın Erdoğan kızdı da kızdı.
Hele bir günde toplama kalabalıkla Ankara turundaki fırçaları ,
Aman Allahım,
Tüm Türkiye’yi sardı.
Muhteşem Arınç, ‘Birilerinin bizi silkelemesi lazım’ dedi,
Belli ki silkelenmişlerdi.
Bakanlar Kurulu sonrası
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Gezi parkı’yla ilgili açıklama yaptı. Arınç, Başbakan’ın çarşamba günü Taksim Plotformu’ndan bir grupla konuşma yapacağı açıkladı
Haberi düştü akşam saatlerinde ulusal basına,
Keşke dedik kendi kendimize, iş bu noktaya gelmeseydi,
Onca kırıp dökmeden konuşabilseydi Başbakan,
Yani nasıl izah edilir bilemiyorum ama,
Sayın Erdoğan bu kez geri adım atan isim oldu,
Zira AK Parti hep vesayetin karşısında söylemlerle çıktı halkın karşısına,
Halk dedi başka bir şey söylemedi,
Sayın Erdoğan halkı gördü,
Vesayeti bitirdi,
Şimdi uzlaşı arıyor,
Keşke bağırıp çağırmadan önce dinleseydi,
Keşke…