Usta gazeteci Çölaşan cemaat-Erdoğan kavgasını kayıkçı kavgasına benzetmiş.
Nitekim durulacağını, bunun uzun sürmeyeceğini özetlemiş dünkü yazısında.
Öyle ya son 12 yıldır Türkiye’nin kaderine egemen olan güçler ne yapıyor?
Ellerine almışlar sazı çalıyorlar.
Ne yapsın zavalı halk, bir simite, kömüre, pirince tav.
Empati böyle sağlanıyor,
Marmaray cafcafına, Diyanet İşleri Başkanı ortak ediliyor.
Anadolu’daki garip Mehmet,
‘Böyyük adam’ diye el çırpıyor.
Oysa cepte metelik yok..
Hal böyle iken devletin tepesi parsellenmiş,
Sen şuraya, sen buraya..
Ya bizler,
Sana da kocaman bir sıfır.
Menfaatler çakışınca,
Kasedi, belgeyi, imzayı çıkartırım ha! diye pazarlık sonraya bırakılmış.
İşte gördük, dershane konusunda geri adım atıldı şimdilik,
Saldırılar kısmen de olsa bırakıldı.
Sözüm ona,
Diyanet İşleri Başkanı bile sözde tarafsız kavgayı bırakın diye bağırıyor.
Üzüldüğüm tek bi şey var,
Yukarıda bunlar olurken devlete sahip çıkması gerekenler ne yapıyor?
Umut edilen Sarıgül’den, Bakırköy belediye başkanına nasıl kafa attığına, hesap soracağına dair haberleri okuyoruz,
Kemal bey ABD’de değiştim diyor,
Baykal çaresiz,
Gürsel Tekin koltuk peşinde,
Ötekiler mi?
Bir Fatiha bekliyor o kadar..
Yorum Yapın