Ve ılık ılık alnından dökülen kanın sıcaklığını hissetti,
Dünyası karardı,
Gelen gaz fişeği değil, birikmiş bir nefretti sanki…
Gözlerindeki sevgi soldu, duymadınız,
Elindeki ekmeğe düşen kan daha temizdi,
Kazağı, pantalonu, kırmızı şapkası,
14 yaşı, hayalleri,
Bir fişeğe isabet etti.
Bu ülke onu konuştu,
Aylarca kalk! dediler,
Kalk! ve hayalleri yeniden yaşatalım,
Olmadı…
Büyükşehrin insanın böğrüne yapışmış elinden kurtulan çocuk, kalktı bir sabah gülerek,
Toz, duman ve kavganın sonunda ölümün onu yakalayacağını düşünmedi.
Bugün Berkin,
Yarın bir başkası,
Hepsi bu toprakların çocukları,
Hepsi hayalleriyle, özlemleriyle toprağa düştüler..
Artık yoklar,
O yok oluş tükenmişlik değil,
Yüreğimizde açan tohumların kıvılcımları..
Türkiye bir kez daha karanlık bir haberle uyandı,
14 yaşındaki çocuğunu kaybetti,
O sıra da Bingöl’de bir hain Türk Bayrağına ayağını siliyordu pis pis sırıtarak,
Çocukluk hayalleriyle, asi duruşun heyecanını, bir fişeğin isabetiyle yitirdi Berkin,
Kalkamadı,
Soldu,
16 kiloya düştü..
Bayrağa ayağını silen hain ise kimbilir hangi sokakta geziniyor?
Anlamamız gereken fark ise işte bu!
Yorum Yapın