AKP, 2002 yılında iktidar oldu.
Anımsayınız,
Çıraklık diye başladı her şey.
O dönem daha ne olduğunu bilemeyenler ve hatta soldan keskin dönüş yapanlar AKP’ye sürekli destek verdiler.
Erdoğan sivil genel başkanken ABD’de kabul gördü.
Güya, 2001 krizine girmiş Türkiye refaha kavuşacaktı.
O dönemde yeni bir alışkanlık daha belirginleşti.
İktidar yerine muhalefete, muhalefet etmek.
Çünkü AKP yaparsa en iyisini yapardı.
Ve sonra Erdoğan’ın diline dolayacağı kaset le birlikte Baykal sahneden çekildi.
Kadere bakın ki, Erdoğan’a meclisi açan Baykal olmuştu.
2007 yılı geldiğinde kıpırdamalar başladı.
O dönem Cumhuriyet mitingleri ortalığı kasıp kavurdu.
Belli ki beş yılın sonunda AKP’nin bugünkü hırsının inadının Türkiye’yi nereye doğru götüreceğinin izleri belirginleşiyordu.
Cumhuriyet mitingleri çok fena patladı.
Derken AKP’nin imdadına mercedesli general yetişti.
27 Nisan e muhtırasını okudu.
‘Darbelerle mücadele ediyorum, askeri vesayeti kaldırıyorum’ diyen AKP, o general hakkında ne hikmetse bugüne kadar hiçbir işlem yapmadı,
O generali herkes her FB maçında ağlarken gördü.
Acaba Arınç’tan rol mü çalmıştı.
AKP’nin 2007’deki oyu azımsanmayacak kadar büyüktü,
Yüzde 47.
Ortalığı hallaç pamuğu gibi atmıştı.
Siirt’ten meclise giren Erdoğan her balkona çıktığında yandaş, candaş, arkadaş, vatandaş coştukca coşuyordu
Uzatmayalım
Kalfalık döneminde meşhur davalar gündeme geldi.
Efendim Balyoz, Ergenekon askeri casusluk, kasetleri uzun tutuklamalar
Yazarları aldılar, gazeteciler birer ikişer içeriye tıkılıyordu.
AKP, KOLTUĞA İYİCE ISINMIŞTI
Öyle ya sivil demokrasi geliyor, Arınç’ın dediğine göre Türkiye bağırsaklarını temizliyordu.
Türkiye’nin bağırsağı TSK’mı ayrıca onu Arınç’a sormak gerekirdi.
Orduya bu benzetmeyi yapmak başka bir hünerdi.
O dönemi Türkiye sıkıntılı atlattı.
Artık sosyal medyada Silivri reyting rekoru kırıyordu
Sonra bi daha 2011 seçimi oldu
AKP, ustalık dönemine girmişti.
Tam işler olunda gidiyordu ki cemaatle iktidarın arasına dershaneler konusu yüzünden kara kedi girdi.
Yazılan çizilene bakılırsa cemaatin iktidardan istedikleri bir hayli fazlaydı, iktiarın dershane kozu ise başkaydı,
Oslo patladı,
Öcalan artık muhatap alınır hale geldi.
AKP’yi kroşe duruma düşüren ise 17 – 25 Aralık büyük yolsuzluk haberleri oldu.
Ne savcı, hakim, polis, ne de yargı, hukuk diye bi şey kaldı.
Türkiye açıldıkça açılıyor, terör hortluyordu.
Ağustos 2014’te Erdoğan Ak Saray’a bi şekilde yerleşti.
Malum yeni Türkiye’nin sarayı AK sarayı olmalıydı.
İtibar için gerekliydi.
AKP artık ne olursa olsun halkla inatlaşmaya giden bir siyasetin böylelikle basamaklarına doğru ilerlemeye başladı.
Artık görüyorsunuz,
AKP’yi eleştiren gazeteci işten çıkartılıyor,
İşçi dışarı fırlatılıyor,
Eleştiri gözünün yaşına bakmadan çiziliyor,
İleri demokrasi aslında geri vitese takılıyordu.
Anlamadığım bir şel şey daha var,
Madem içerideki yüzde elli zor tutuluyor,
Serbest yüzde elli sesini neden çıkarmıyor,
Hani hırsızın hiç mi kabahati yok diyeceğimiz muhalefete de sormak gerekiyor.
Bakalım AKP’nin inat finali nerede sonlanacak?
2015’e bir şey kalmadı da..
Yorum Yapın