Gözünü sevdiğim İstanbul,
İkindi sonrası sanki Bodrum’laşıyor.
KARAKÖY İskelesi,
Vapur tetikte, püfür püfür.
Yaz geldi, insanlar cıvıl cıvıl.
Mutlu olmasa da,
Martılara simit atmak modasına devam.
Son anons iskeleden,
Birden sakinlik yerini koşurturmaya bırakıyor.
Turist akımı,
Başak tarlası gibi bir o yana, bir bu yana.
Sahile doğru yürümek geliyor içimden.
İşte Haliç,
Ötede Galata Kulesi,
Gülhane.
Aşıkların buluşma noktası Sarayburnu,
Koca koca geçen dev gemiler.
Boğazın ortasına bıçak gibi saklanıyor.
Vapurun en üstünde yer kapmak büyük iş,
Demli bir bardak çay,
Limonata,
İsterseniz daha farklı bir içecek.
Gazetesini rüzgâra karşı kumaya çalışan insan.
İstanbul’un bu tarafı çok güzel,
Trafiğini zaten sormayın,
Trafik denilince insanın çıldırası geliyor.
Basit bir ifadeyle,
Sultanbeyli’den merkeze üç saatte en iyimser geliyorsunuz.
Bir şey daha var
Vapur püfür püfür diyoruz ya,
Ya o koca binalar,
Onun tarifi e şöyle,
İstanbul’un boğazını sımsıkı tutmuş bir el gibi duruyor.
Gittikçe nefessiz kalıyor İstanbul.
Püfür püfür vapuru keyfi bir anda kaybolup gidiyor daha karaya basmadan.
Yorum Yapın