Akşam saatlerinde yorgunuz.
İstanbul trafiği, Sıcak hava.
Dolar rekor üstüne rekor kırıyor…
Enerji Bakanı, zam yok doğalgaza, elektriğe dese de kendi bile inanmıyor.
İşin bu sıcakta bile yazmaksa basıyorsunuz; Bilgisayarın, TV’nin düğmesine.
Şu günlerde,
Yurtta savaş, dünyada savaş’ın mimarı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu revaçta,
Uç Allah uç,
Almanya, öbür dünya, Arabistan,
İnat etti, sıfır sorundan, sonsuza dek savaşa doğru gidiyor.
Esed’i takmış kafaya,
Yahu Beyaz Saray’ın dört gözlü kasıntı sözcüsü bile Esed’i devirmek değil amacımız kimyasala cevap vermek diyor, bizimkiler Esed gitsin.
Bir ara baktım,
Arabistan’dan dönen Davutoğlu, Türk Ordusunu övüyor.
Şu tezata bak, alınmış bir karar yokmuş Suriye için zaten alınsa da Türkiye dışında kalacakmış, bağlayıcı değilmiş,
Peki nedir bu garabet o zaman?
Bu telaş?
Dedik ya Düşişleri Bakanı Suriye ile yatıp Suriye ile kalkıyor.
Davutoğlu Türk Ordusuna methiyeler dizerken kabinenin lafbaz bakanı, polemik gerektiğinde, AKP köşeye sıkıştığında Çelik Hüseyin ile ekranı kimseye kaptırmayan Arınç efendi,
Geldi aklıma,
Acaba bu komuta kademesiyle mi gireceğiz savaşa,
Neyse İstanbul sıcak,
Piyasalar da öyle,
Savaş kapıda,
Tam tamlar çalıyoruz,
Yazın son günleri ama,
Tutuklu vekil gazeteci Mustafa Balbay’ın dedikleri geliyor 5 Ağustos günü Silivri’den,
‘Hakikaten Sonbahar sıcak geçecek…’
Yorum Yapın