Demokrasi

Yıl 2001.
DSP-MHP-ANAP iktidarı Kemal Derviş operasyonu ile çatırdadı…
Kriz derken buhran senaryoları;
Gitmişti merhum Ecevit hükümeti…
Üçlü koalisyon döneminde,  o zamanlar Öcalan, İmralı’da pire ayıklıyordu..

Yıl 2002.
Sonra demokrasi geldi…
AK Parti ya da AKP,
Yüzde otuz altı oy alarak hatta anayasayı bile değiştirecek sandalye sayısını elde ederek, ülkeyi bu tablodan kurtaracağını ifade ederek
Üç ayda İktidar..
Demokrasi, demokrasi, demokrasi…
Derken,
Zamanın Genelkurmay’ı Yaşar Paşa 27 Nisan’da gitti derken AK Parti, devreye girdi;
Demokrasi, demokrasi, demokrasi..
Al sana yüzde kırk iki daha.

AK Parti ya da AKP hükümeti bir kez daha iktidar.

Yıl 2011.
Meğer bu sefer pire ayıklayan Öcalan ile antlaşmalar gırla gidiyormuş,
Bizim balık hafızalı milletimizde,
Her şey tıkırında diyordu.
Sonra;
Bir yüzde kırk yedi daha al sana…! 
Demokrasi, demokrasi, demokrasi.

Demokrasinin tüm ayakları yerine oturuyordu artık,
Ve,
Aydınlar,
Yazarlar,
Eğitimciler,
Gazeteciler,
Türk Ordusu,
AK Parti ya da AKP’ye muhalif olan kim varsa;
Hooooppp, haydi Silivri’ye.
Bunun adı,
Demokrasi, demokrasi, Demokrasi…

Şimdi çıkmış Başbakan, Kızılcahamam’da buram buram ter atıyor,
İP’ne, CHP’ye,
MHP’ye çatıyor.
CHP ve MHP’yi İP’nin kuyruğuna takılmakla, Perinçek’i Öcalan’la çekilmiş
Fotoğraflarıyla vuruyor.
Bursa ve İzmir’in gazıyla ağızlara bal çalan sayın  Bahçeli de demiyor ki,
Sizin Kandil’de sinek vızıldayan çadırların önünde leş gibi kokan, ağzı salya sümük eli kanlı eşkıya ile fellik fellik gezip söyleşi yapan gazeteciler kimin tarafı,
Ha muhalefet zaten yanıt veremez..
Biz diyelim,
O fotoğrafın adı..
Demokrasi, demokrasi, demokrasi!!!
AK Parti ya da AKP’ye göre….