Biz, 17 Aralık’tan bu tarafa neyi tartışıyoruz,
Yolsuzluk,
Hırsızlık,
Rüşvet..
*
Konuşulmasın mı, saklansınmı, örtülsün mü?
Tabi ki hayır..
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, bu ülkede üç kuruşa geçinmek için yırtınan halkın hakkını gaspedenlerden mutlaka hesap sorulmalıdır.
*
Bi de Ankara’nın öbür tarafı var,
Güneydoğu,
Doğu Anadolu.
Şu günlerde oralarda çok farklı sesler çıkıyor.
Öyle ki, Diyarbakır sokaklarınn bebek katilinin resimeri süslüyor..
Her konuda mır mır konuşan iktidarın, devletin bir yetkilisinden tek bir sözcük gelmedi,
Neden?
*
Sanki ne olup bitiyorsa hepsi buradaymış gibi görüyoruz,
Öte taraf bizim değilmiş gibi bakıyoruz!
Yoksa, Misak-ı Milli’nin çizgileri mi değişti?
*
Özellikle malum partiden gelen pervasızca şımarık açıklamalar neden karşılık görmemektedir?
Gerçekten şaşkınlığımız, üzüntümüz, hayal kırıklığımız üst safhadadır.
*
Devlet, tarihin hiçbir evresinde bu kadar küçük düşürülmemiştir.
Netice de bu ülkeyi canlarını kanlarını vererek bize emanet eden ceddimize karşı sorumlu değilmiyiz,
Bıraktığı mirası sahiplenmeyecekmiyiz?,
Daha da ötesi Güneydoğu’da Doğu Anadolu’da olup bitenlere göz mü yumacağız,
O ses nereden gelecek?
O masaya vurulacak yumruk ne zaman kalkacak?
Merakla bekliyoruz…
Yorum Yapın