AK Parti ile cemaatin arası o günlerde çok iyiydi.
Polis Okulunun öğretim görevlisi her gün bir başka yandaş Tv’de çözüm sürecini anlatıyordu.
Hatırlarmısınız? hoca efendi baştan aşağı beddualarını sıralamadığı çok çok öncesinde referandum yeni anayasa tabi ki güya çözüm sürecine etki edecek diye yapılan yeni anayasa değişiklikleri konusunda yapılacak referanduma, mezardakileri bile kaldırarak oy vermeye davet ediyordu.
Dönemin İçişleri Bakanı Atalay Beşir, Polis Okulunda verdiği bir brifingle çözüm sürecini başlatıyordu.
İmralı’daki bugünlerdeki gibi şımarmamıştı henüz.
Çıktı 12. Cumhurbaşkanı o zaman Başbakan idi Diyarbakır’da alt kimlik, üst kimlik tartışmasını başlattı.
Terör örgütünün meclisteki uzantıları eşkıya ile yattığı yerden görüşmeye başladı.
Hükümet analar ağlamasın, çözüm barış demokrasi diye diye Türk Ordusunu bertaraf etti.
Vatansever ne kadar komutan varsa bertaraf edildi.
Kendince espri yaptığını sanan ancak içindeki vazgeçilmez ayrımcılık duygularını hiçbir zaman esirgemeyen Sırrı Süreyya tuttu eşkıyanın mektubunu Diyarbakır’da Nevruz Bayramında okudu.
Bunların hepsi barış adına, terörü sonlandırma asına oldu
Ha daha öteside vardı,
Habur rezaleti…
PKK’lılar sınırda zafer işareti yaparak giriş yaparken çadır mahkemelerini ayaklarına gittiğini götürüldüğünü herkes gördü.
Diyarbakır Meydanında İbo, Barzani, Şivan Perver Erdoğan barış çığlıkları atarken Van’ın Saray ilçesinde hain kurşunla şehit olan çakı gibi Tokatlı teğmen hala hayattaydı.
Kaçak TIR’lar sınırdan girmemiş,
IŞİD patlamamış,
Enerji Bakanının uçağı havadan geri dönmemişti.
Diyarbakır’daki sözde Ala, Atalay, Eker üçlüsünün katıldığı mini çözüm kurultayı gürültüsü hala hazır kaybolmamıştı
Derken bölücüler Diyarbakır Lice karayolunu kesti,
Aman çözüm süreci canım çözüm süreci denilirken yine Lice’de Bayrak yerlere serildi.
Nitekim daha çok can sıkan şeyler varsa sütun yetmez
Askerimize kurşun sıkan caninin heykeli dikilme cüreti gösterilmemişti
Ne Mutlu Türküm Ditene sözü kaldırılmamıştı
Andımız oradaydı.
Beşir Atalay Başbakan Yardımcısı olmamış, direkt görüşmeler başlarken suç sayılmaktan çıkarılmamıştı
Daha ne yazayım…
Tam 19 ay geçmiş.
Dedik ya;
Lice’den Uzman Çavuşun, Van’dan teğmenimin şehit haberi geldi.
Giden toprağa düşen bizim canımızdı.
Yarın yine nasıl olsa unutacağız
Siz dokunmayınız çözüm sürecine olmaz mı?
Yorum Yapın