Hem George W. Bush’un hem de Barack Obama’nın S.B’nı yapan Cumhuriyetçi kökenli siyasetçisi Robert Gates’in Amerikan basınına erken sızan anı kitabı ‘Duty’’de oldukça ilginç bir o kadar da çarpıcı konulara değiniyor.
Tabi kitabın tamamını okuyamadık ama, şanlı yandaş basına yansıyan kısımlarını soluksuz geçerek, neden dönemin Genelkurmay Başkanı’nın altına emeklisinden sonra zırhlı araç tahsis edildiğini daha iyi kavradım.
Gates’in kitabında TSK’nin 2008 yılında Kuzey Irak’a düzenlediği meşhur ‘Güneş Harekâtı’ var.
Stratejik müttefik ABD’nin bu ismi ne hikmetse tam dört kez sınırı geçen askeri çekin diye bizimkileri uyarmış.
Tam dört kez.
Sömürge Valisi gelse acaba bu kadar etkin olurmuydu sözü..
Tabi her defasında böyyyük halk iradesiyle iktidara geldiğini sandığımız malum partinin şimdi hangi yollardan geçerek başarılarını perçinlediğini!!! Daha iyi anlıyoruz.
Şimdi anımsadıklarımız çerçevesinde bu işi biraz kurcalayalım..
Birinci soru, stratejik müttefik, kendine en yakın ülkeyi her konuda askeri, siyasi, ekonomik anlamda bağlayan ABD’nin yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezken PKK terör örgütünü bize karşı net ve şüphe götürmez bir şekilde kullandığını görüyoruz.
İkincisi bir dediğini iki etmeyen bu iktidarın, verdiği tavizler noktasında nereden nereye getirildiğini artık daha iyi anlıyoruz.
Siz 2000’li yılların sonunda kurulacak ve iki sene geçmeden, anayasayı bile değiştirecek oyla iktidara geleceksiniz ve tam 12 yıldır iktidardan inmeyeceksiniz.
Ne tesadüftür ki, bu geçen 12 yıl içerisinde siyasetin tüm aktif ve muktedir isimleri tek tek tasfiye edilirken, siz millet arkamızda diye bize yutturacaksınız.
ABD, nasıl bir dosttur ki, bize karşı PKK terör örgütünü kullandı,
Ve nasıl bir ülkedir ki, bizim sadece ve sadece yapılan saldırılara karşı bir eylem halinde olduğumuz bilindiği halde, çekilin diyerek önümüze taş koydu.
Sosyal medyada, kitle iletişim araçlarında ABD gibi sözde demokrasi savunucusu emperyalizmin babası bir ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda engel gördüğü tüm unsurları acımadan yok ederken, haklı olduğumuz noktada bize dayatmada bulunması hangi akıl ve mantıkla izah edilebilinir ki..
Tüm dünyayı kendi siyaset ve amaçları doğrultusunda kullandığı sürede dünya barışından, sözde demokrasiden, insan haklarından söz eden ABD’nin S.B’ı yüce Türk Milletine bu şekilde set çektiyse,
Sanırım sorunun cevabını da vermesi gerekenler vardır diye düşünüyoruz.
Bugün silah arkadaşları Silivri’de, Hasdal’da sayısız mesnetsiz iddialarla hapiste iken tribünlerde gözyaşı döken paşaların bir gün tarih önünde hesap vereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın..
Dönemin devr-i iktidarı ve sahipleri mi?
Siz hiç Yüce Divan diye bi şey duydunuz mu?
Yorum Yapın