Soğuk kış günlerinin gaz lambalı sobalı odasında anlatılırdı hep,
Gaz lambası gibi yüreğimiz de titrerdi,
Kore’ye giden Mehmetçik’in destanı anlatılırken derin bir ah çekerdi büyükler, dedeler, atalar….
Rahmetli Ecevit’in, ‘Biz aslında Kıbrıs’a savaş için değil, barış için gidiyoruz’ sözleri her hareketin yıldönümünde ekranları süslüyordu
Ne bileyim,
Kardak kayalıklarını paramparça eden Türk askerinin görüntülerini izliyorum canım sıkıldıkça,
Korsan için donanma Somali’de,
Afganistan’da görev süresi uzatılan Türk birliklerinin faaliyetlerinden stratejik hain, pardon ABD memnun…
Hepsini koyun üst üste
Türk Ordusunun askerinin kudreti, kabiliyeti gücü ortaya çıkıyor.
Bugün farklı mı,?
Dünden daha mı güçsüz,
C-ınk!
Ya ne oldu o güce?
10 yıldır devam eden iktidar tarafından paramparça edildi…
Yunan’ın, Rum’un, şunun bunun alt edemediği Türk Ordusu moralsiz ve üzgün,
Nasıl olmasın ki…
Bakınız Şahin İçişleri bakanından görevi devralan belki de kabinenin en hızlı konuşan yeni bakanı eski İstanbul Valisi Güler Muammer ne diyor?
‘Bölücülerin elinde bulunan kamu görevlilerinin teslim alınması sırasında herhangi bir şov yaşanmaması için gerekli önlemi aldık’
Neden?
Çünkü içi boşaltılan morali bozulan ordudan bir tane o çapulcuların ciğerini söküp alacak asker kalmadı da ondan,
Sonra,
İkinci Habur olmasın dedik ya,
Otobüs yerine
Arkada paçavra bayraklar, güya sözde antlaşma ile şovun daha da daniskasını yapan çapulcu sürüsünün elinden alıverdi kamu görevlilerini iktidarın açılımı savunucusu yöneticileri.
Eşkiyanın gece ne yapacağı belli olmaz diyen İsmet Paşanın CHP’si süreçten memnun.
En ulusalcı, Oslo belgelerini bayrak gibi sallayıp sonra bir sus pusa dönen Koç Haluk, fil dişi kule misali parti merkezinden açıklıyor
Vay anasını sayın seyirciler!
Peki Mutlumusunuz?
Hükümet yetkilileri öyle,
Kan dökmeden, çivi sökmeden teslim aldılar!
Eğer, Tokat Reşadiye’de 7 askerin şehit olmasına sebep hainin elinden kamu görevlilerini teslim almak başarı ise ben buna kargalar dahi güler derim,
Rezil ettiniz bu memleketi diye de sonuna eklerim.
Yok Tv’lere çıkarıp, ailelerle buluşturduk, halay çektik, şunu ettik bunu ettik diyerek puan almayı bekleyen düşüncenin bir üstüne gripli
Başbakan yatağından telefonla arayıp geçmiş olsun deyip, sonrada aradı sağolsun, dedirtmek başarı ise ona da güler geçerim
Hainin elini sıkmayan Uzmanı da alnından öperiz.
Neyse dedik ya yazımızın başında Türk Ordusunun muktedirliğini,
Sözü şöyle bağlayalım,
Haydi Mehmet! dendiğinde dünyanın dört bir tarafında görev yapan kuş uçurtmayan, bileği bükülmeyen Türk Ordusu nasıl oluyor da burnunun dibindeki bu tiyatroya seyirci bırakılıyor?
Özel Genelkurmay başkanının,
Konuşmayacağım dediği, Afyon sokakları bu sorunun yanıtını herhalde biliyordur,
Yok mu bir kilimci vali daha!
Yorum Yapın