Velev ki,
‘Ayyaş’ sözcüğünden Atatürk ve İsmet İnönü kastedildi,
Ama asla ‘ayyaş’ değillerdi..
Öyle olsa olası kafası kıyak İsmet Paşa, 22 gün 22 gece Sakarya’da düşmana toz yutturmazdı,
Perişan etmezdi.
O ayyaş haliyle,
Sadece düşmanı değil, milletin makuz talihinide yenemezdi.
Herhalde Lozan’da ‘Egemenlik, Egemenlik’ diye diye attığı imzanın farkındaydı.
O dönem sömürgeciler, paşayı masa da kolpaya getirip, ayyaşlığından yararlanırdı.
Diyelim ki Atatürk,
İçki içermiydi,
Evet, içerdi,
Rakısını yudumlardı.
Diyelim ki o da ayyaş olsa Osmanlı’nın yanmış küllerinden bir laik, demokratik, Türkiye Cumhuriyetini kuramazdı..
Çanakakle, Galiçya, Anafartalar, Kocatepe, Yemen, Trablusgarp,
Hep düşünülerek, bu vatanın bağımsızlığı için gidilen yerlerdi.
Devrimler, kafası kıyak nesil için yapılmadı,
Cumhuriyet sadece dindar bir nesil yetiştirmek için için ilan edilmedi.
Afyon’da, Kocatepe’de,
Ordular İlk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri! komutunu verdiğinde akşamdan kalma da değildi,
Düşmana İzmir’e gelmeden son darbeyi indirdiğinde,
‘Hacıanesti’ gel de ordularını kurtar! diye bağırdığında, matarasında yeni rakı yoktu.
1928 yılında İktisat Kongresini hazırlarken,
Demir ağlarla ülkeyi örerken,
Çağdaş bir toplumu yaratmanın bütün hazzıyla hizmet ederken,
Yoksa bir sarhoşluk içerisindemiydi?
Bugün Atatürk ve İsmet İnönü bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin temel taşlarıdır.
Bugün Türkiye Cumhuriyetinde iktidar olanlar kabul etmeselerde,
O büyük isimlerin kurduğu Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmaktadırlar,
Koltuğunda oturmaktadırlar,
Siyaset asla bir rencide unsuru değildir,
Hakaret asla,
Devlet adamlığı, erdemlilik, incelik, nezaket, saygı, sevgi, hoşgörü, üslup, ağırbaşlılık, tevazuyu da beraberinde taşır.
Ben böyle düşünüyorum,
Böyle hissediyorum bu tecrübesizliğimle.
Hele iki ayyaşın hazırladığı yasa diye bir söze asla yer vermezdi,
Velev ki,
Atatürk ve İsmet Paşa için söylenmedi.
Öyleyse soruyoruz,
Kim bu ayyaş dedikleri?
Yorum Yapın