Dış politika ayrı bir uzmanlık sahasıdır,
Her babayiğidin yapacağı iş değildir.
Hele konu Türk dış politikası olunca
İşin ehemmiyeti daha da önem kazanıyor,
Ciddiyeti ortaya çıkıyor.
Değerli okurlar biliyorsunuz geçtiğimiz süre içerisinde Arap yarımadasında ABD patentli bir takım olaylar cereyan etti,
Tunus’tan başlayıp bütün Arap Yarımadasını sallayan halk hareketi emperyalist güçleri sevindirdi.
Eller ovuşturuldu.
Hepsinden öte Tv ekranlarını Mısır’ın Tahrir Meydanını süsleyen görüntüleri hep beraber izledik.
Ne gariptir ki yüzde yetmişle iktidara gelen Mursi’yi halk artık istemiyor.
Dikkat ediniz yüzde yetmiş oy almış Mursi.
Mübarek rejimini şimdi mumla arayan Mısır tehlikeli bir sürece doğru gidiyor.
Eli sopalılarla, Mursi taraftarları şimdi neredeyse birbirlerine girmeye hazırlanıyor.
Allaha şükür ülkemizi yaklaşık 20 gün meşgul eden Taksim Gezi Parkı oyları noktasında böyle bir tablo oluşmadı.
Ama halkın yüzde yetmişle iktidara gelen bir iradeye başkaldırması yada protestosu gerçekten çok önemli bir gelişme.
Bizde her şeyi sandık deyip demokrasinin yolunu sadece bu taraftan görenlerin Mısır’daki eylemler noktasında nasıl bir yorum getireceği de merakla bekleniyor.
Daha da önemlisi 20 gün biber gazı yiyen, gaz bombasına hedef olan halkın faiz lobisiyle işbirliğine girip, istikrarı bozmaya dönük eylemler içinde var olduğunu göstermek bunu günlerdir yazılı görsel medyada sallandırıp durmak herhalde hepimizi biraz daha düşünmeye sevkediyor.
Bakalım Mursi’yi fazi lobisi mi yoksa halk iradesi mi götürecek?
Bu arada Türk Dış politikası dedik de n’oldu?
Suriye, Açılım, Kuzey Irak, PKK meselesi, Arap baharı.
Hepsi elimizde patladı…
‘Durmak yok, yola devam ‘ öyleyse…
Yorum Yapın