Gördüm!
Denizin üstünde kirli savaş gemileri,
Tıpkı 1919 yılının ortaları gibi.
Sarayburnu önüne demirlemiş düşman gemileri gibi,
Alman, İngiliz, Amerikan.
Ne fark eder!
Bir Mustafa Kemal’i arıyor
Kovulmak için…
İçinde ne var?
Hiç merak ettiniz mi?
Hayır,
Çünkü Hollandalı Schneıjder’in transferi daha önemli,
Ya da gecenin derinliklerine doğru süren çürük tartışmalar.
Geldi!
Patrıotlar,
Kimin umurunda…
Nasıl bastırılacak,
Medya, bildik ekranlar ne güne duruyor?
‘Flash, flash, flash……operasyoınu’
Patrıotların önünüde öyle kestiler.
Türkiye’nin her yanı işgal altında,
Atatürk ne demişti Gençliğe Hitabede
Anımsayalım
‘İktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olabilirler’
Neden geldi patrıotlar?
Neden gelecekti, ne için..
Türkiye karanlık sulara doğru kulaç atıyor,
Karanlık her tarafı.
Benim zavallı vatandaşım,
Kafasını kuma gömmüş,
Öylece izliyor…
Bir yürek gerek, bir kükreme,
Birkaç cılız ses,
Kahraman Türk Polisi, askeri tarafından bastırılıyor
Bunca yaşıma geldim,
Bu kadar ezilmiş, sıkıştırılmış, korkutulmuş sadece kendi çevresinde dönen bir ülke görmedim..
Bir gün gelip duvara toslayacak.
O zaman Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşanın dediklerine kulak verelim.
‘Seni ben bile kurtaramam’
Yorum Yapın