Tutuklu vekillerin son günlerde özellikle 3. yargı paketinden sonra tahliye edilecekler mi, edilmeyecekler mi arasında yapılan tartışmalarına, sayın Başbakan’ın yeni değerlendirmeleri yine gündemi değiştirecek cinsten.
Zaten Uludere tartışmalarının hemen ardından partisinin İstanbul il kongresinde söylediği o sözler hala tartışılmıyor mu?
‘Her kürtaj, bir Uludere’dir’
Hakkını verelim, iktidar sıkıştığı her zaman diliminde ani manevralarla yönü, tartışmaları, olayları bloke etmeyi oldukça maharetli bir şekilde başarıyor.
Nitekim AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik’in Van 100 yıl Üniversitesi’nde öğretim görevlisi iken zamanın valisi tarafından odasına bomba koydurduğu açıklamasını da anımsatmak isterim.
Son terör saldırılarından sonra kaybettiğimiz onca şehitlerimizin acısına Suriye, Rusya, İsrail ne bileyim böyyük müttefik ABD tarafından mı düşürüldüğü belli olmayan Türk savaş uçağının sıcaklığını kaybetmeyen tartışmaları ancak sayın başbakanımızın yine bu türden bi çıkışıyla soğutulabilinirdi ve yavaş yavaş gündem de değişmeye başladı.
Kadın kurultayını toplayıp, oy alamadığı illerdeki muhtarlara iki üç gün tatil vereceğini müjdeleyen sanki promosyon şirketiymiş gibi çalışan CHP; şimdilik bu noktalarda bir iki kurşun vızıltısından öteye sesini çıkartamadı.
Elbette bu tartışmaların hiçbirisi Silivri cezaevinde yatan, üstelik milletin oylarıyla seçilen ve hatta başka aday bulunamadığı için vekil listelerine konulan vekillerin ızdırabını dindirmiyor.
Sayın başbakanın başka adam bulamadılar mı sözünden sonra parti il başkanlarına bu konuda yaptığı açıklama ise bir hayli düşündürücü ve garip; ‘Siz hapisten adam mı kaçırıyorsunuz?’
Doğrusu pes demekten başka bir şey elimden gelmiyor…
Sayın Başbakan da çok iyi bilir ki, hapishane günleri yaşadığı o dönemde şimdi kaset kompolosuyla siyasetten nispeten elini eteğini çekmiş iddia ediyorum bin pişman olan o zamanki CHP lideri Sayın Baykal’ın hakkını verelim girişimleriyle meclise seçilmiş Sayın Erdoğan ve bugün başbakan olarak ülke siyasetinde bir numaralı isim olarak öne çıkıyor.
Ve o gün hiç kimse ama hiç kimse sayın Baykal’a şu ifadeyi hiç sormamıştı.
Hele hele bu günleri göreceklerini de tahmin edememişlerdi. İster gaflet deyin ister büyük yanlışlık.
‘Sayın Baykal siz başka bir kişi bulamadınız da sayın Erdoğan için cezaevinden kurtulacak o öneriyi ortaya attınız’
Ya da ne bileyim,
Sayın Baykal,
Siz o zamanlar hapisten siyasetçi mi kaçırıyordunuz?
Koyun terazinin iki kefesine de bu ifadeleri bakalım hangisi daha ağır basacak görelim…
Türk siyaset tarihinin kanayan yarası tutuklu vekillerin davası bir utanç abidesi adına ortada öylece duruyor.
Şimdi ismi Temmuz ayında CHP kurultayından sonra partiye katılacağı iddia edilen iki Dündar’dan birisi olan Can bey diyor ki;
‘Benim yazdığım Ergenekon bu değil!’
Ne ilginç değil mi?
Ne dersiniz sayın Başbakan, Can Dündar haklı değil mi?
Ve siz o günleri çok iyi hatırlamıyormusunuz?
Yorum Yapın