Bu ülkede konuşmak,
Eleştirmek,
Anlatmak,
Tehlikeyi görmek,
Uyarmak,
Kaynaşmak,
Tartışmak,
Suç…
*
Şimdi ki konu,
Nerede, nasıl ve ne şekilde yaşanılacağını kurcalamak.
Örneğin ODTÜ’lüler,
Kaç gündür ağaçların kesilmemesi için direniyorlar.
Ağacı seviyorlar,
Yeşili seviyorlar.
Çağdaşlığı, medeniyeti istiyorlar.
Ama suç…
*
Peki…;
Türkiye’nin en saygın, en seçkin en çağdaş üniversitelerinden bir tanesi olan ODTÜ’lüler nerede yaşayacak?
Başbakan kesip attı…
‘Gidin ormanda yaşayın!’
Devamında,
Bakınız ne diyor sayın Başbakanımız..
‘Bugün bir pankart gördüm. Yol değil orman istiyoruz diye.
Böyle şey olur mu ya. Orman çok.
Orman olmazsa üniversiteye gidemezsiniz.
Sizleri ormanlara gönderelim. Gidin ormanda yaşayın. Onlar öyle diyor ya biz şehirlerden vaz mı geçeceğiz. Yol medeniyettir. Yolları yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Yollar insanı insana ulaştırır.’
*
Bu konuşmadan anlıyoruz ki,
Ormanın ağacın kesilmesi medeniyetten bizi uzaklaştırmaz,
Ya da illa medeniyetten söz edeceksek 3. köprü için binleri devirip, ‘pardon hafif bi sapma oldu’ ifadesini artık daha tatminkâr bir açıklama olarak göreceksiniz.
Hizmet bu ne de olsa..
Ya da Gezi Parkı gibi bir eylem…
Göz çıksın, kaş patlasın, gaz sıkılsın.
*
Sonra ben düşündüm
Eğitim öğretim yılının açılış gününde bu ülkenin MEB’ı Hikmetyar’ın şiir kitabını dağıttı,
Cihad içeren,
Biz de diyemiyoruz ki,
‘Gidin Afganstan’da yaşayın’
Bakan büyütülecek bi şey yok demiş..
Ama bu ülkenin başbakanı ODTÜ’lünün ağacın kesilmesini protesto ediyor diye, gidin ormanda yaşayın diyebiliyorsa,
Aklı başında herkes bakana bu cevabı Başbakana nazire yağarcasına yetiştiriverir…
Zaten demokrasiyi amaç değil araç olarak nitelendiren bir düşüncenin ormandan, yeşilden, çok seslilikten yana olanların seslerini yükseltmesine ‘iyi yaptınız tabi ki olacak’ diye bekleyemzsiniz…
Çünkü işin içinde ne 3. Köprü, ne vurulmak isten yol, ne de söz edildiği gibi bir medeniyet projesi var,
Olsa olsa bunun adı,
Dediğim dedik, çaldığım düdükten başka bir anlam ifade etmiyor…
Ah sandık ah!!!!
Yorum Yapın