İstanbul’a yağan yağmur üşütüyor.
İstanbul’da hava birkaç gündür sıkıntılı, bir yağmur, bir çamur, bir hafif kızaran güneş.
Kulağım televizyonda.
Emniyetin kapısı Vatan dolup taşmış.
Hep söyledim.
CIA kıs kıs gülüyor,
İsrail farksız mı?
Yıllardır tankla topla yıkamadığı Türkiye Cumhuriyetini karıştırmayı başardı.
Türk,
Kürt,
Alevi,
Osmanlıca,
Sünni,
Şii,
Asker,
Polis,
Hukuk
Birbirine karıştı…
Neden böyle?
Sadece AKP’mi haklı?
Her gün konuşan Erdoğan mı?
Sanmıyorum.
Hele basın üzerinden yapılan baskı, korku,
Tehdit, şantaj.
Kabul etmiyorum.
İşte yine yağmur yağıyor,
Gözlerimi bir sıkıntılı güne daha oğuşturarak açıyorum,
İçim sıkılıyor, tutuklanan, içeride olan, perişan olan aileleri, çocukları düşünüyorum.
Recep Tezcan amcanın yırtık ayakkabılarını unuttuk,
Soma’yı unuttuk
Neredeyse çamurun içinden bir ayda çıkartılan Ermenek’li maden işcilerini unuttuk.
Bir gün sonra 17 Aralık.
Ayakkabı kutularını unuttuk.
CHP’yi yerden yere vuruyoruz ama Genel Sekreter Tekin’in hazırlattığı afişler belli ki AKP’yi çok kızdırmış..
Balyoz’u unuttuk,
Ergenekon’u,
Tutuklu 43 subayı unuttuk,
İntihar eden, cezaevinde yaşamını yitiren Kemalist subayları unuttuk.
Tıpkı devrimcileri, bu ülke aşkıyla yanan aydınları unutturmaya çalıştırdıkları gibi.
Hukuksuzluk varsa Türkiye bir hukuk devleti değil mi?
Bir sabah yaka paça götürülen Turhan Selçuk’ları, Türkan Saylanları unuttuk,
Balbay’ı, Özkan’ı, Ahmet Şık’ı, Nedim Şener’i,
Silivriyi,
Gözyaşlarını, kahırla geçen günleri..
Hep unuttuk.
Dilerim kimse haksızlığa uğramaz, haksızlık yapmışlarsa da..
İstanbul’da yine yağmurlar başladı.
Yorum Yapın