Çok sevdiğim bir kardeşim kapıyı çaldı,
Açtım, yılların verdiği hasretle kucaklaştık.
Hal hatırdan sonra söz Gümüşhane’ye döndü,
Gümüşhane’yi anlattı.
Gümüşhane’den anlatılanlarla yaşanılanlar arasındaki farklılığı itiraf etti,
Zaman, zaman kızdı, sinirlendi,
Gümüşhaneyi anlatırken,
İnkâr etmedi…
Yatırım geliyor dedi ama,
Yetmez diye ekledi.
Neden dedim?
Çünkü Gümüşhane’de insanın karnı aç deyiverdi…
Dinlermiş Gümüşhane’yi belli aralıklarla,
Gümüşhane’yi yoklarmış…
Gümüşhane’yi Gümüşhanelilere sorarmış,
Anlatırken de bir siyasetçi gibi not almış,
Millet, duble yolun Gümüşhane’yi çepeçevre sarmaladığını söylüyormuş ama, kimse cebinde beş kuruş olduğunu merak etmiyormuş,
Bundan bize ne diyerek işin içinden çıkmakta var,
Gümüşhane’yi bırakıp bir taraf da atmak var;
Ama yetmiyor.
Gümüşhane’de köylü hayvanının önüne atacak samanının parasını bulamıyor,
Belki sarıkızın bir tanesini de yarın bir gün satmak zorunda kalacak.
Sabah kahvaltısında duble yolun lezzetini çıkartamayacağına göre Gümüşhane; tabağına da asfaltlanan yolu koymayacak.
Hadi baraj suyundan da keyif yapsınlar diyeceğim ama;
Böyle de yazılır mı kardeşim diyeceklerdir uzaktan.
Dostuma hak verdim,
Uzun, uzun Gümüşhane’yi konuştuk.
O anlattı ben dinledim, o dinledi ben anlattım.
***
Şimdi bakanlarımızın iki tanesi daha Gümüşhaneye geliyor.
Ne güzel yazımızın başında ifade ettiğimiz gibi hepside iktidarlarını övecekler.
Ya Gümüşhane?
Gümüşhaneye ne verecek?
Bildiğim kadarıyla sayın Şahin sayın Çelik’te Gümüşhaneye geldi,
Onlarda bir zaman söz verdiler,
İşçi istihdamından,
Havalimanından, yolundan, arsasından,
Kopartıp verdiler.
Baktık onlar gitti gideli Gümüşhane’de değişen bi şey yok.
Sabredelim de nereye kadar?
İki bakanı daha ağırlayacak Gümüşhane?
Eğer bunu havai fişek gösterileriyle anlatacaksak yazık bize?
Zira şimdi getirmek bi şey ifade eder mi?
Bugüne kadar yetim kalmış Gümüşhane için bir anlam taşır mı?
Yorum Yapın